fbpx
facebook-icon twitter-icon instagram-icon

Tekrarlayan Düşükler

İlk gebeliği düşükle sonuçlanan kadınların en büyük korkuları bir daha hiç çocuğunun olmayacağı ya da tekrar gebeliğinin düşükle sonuçlanacağıdır. Gebelik kaybı 20. Gebelik haftası öncesi gebeliğin düşükle sonlanmasıdır. Genellikle detaylı araştırmaya 3 gebelik kaybı sonrasında başlanır. Fakat iki ardışık düşüğe neden olan sebepler hemen hemen 3 düşük yapan nedenlerle aynı olması nedeniyle araştırmaya güncel bilgiler eşliğinde 2 düşük sonrası da başlanabilir.

Düşüğün ilk bulgusu vajinal kanamadır. Bu açık renkli bir kanama olabileceği gibi koyu kahverengi bir kanama da olabilir. Anne adaylarının %70inde ilk haftalarda lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir. İlk haftalarda görülen bu lekelenmeler embriyonun rahme tutması sırasında görülür. Vajinal kanamaya kramp tarzında ağrıların eşlik etmesi düşük tehlikesinin en önemli bulgusudur. Uzun süren kanama ve kramplar çoğunlukla düşükle sonuçlanır.

Kayıpların nedenleri nelerdir?

Gebelik kayıplarının olmasının temelde 3 ana nedeni bulunmaktadır. İlk neden %12-15 oranında anatomik nedenlerdir. Anatomik nedenleri genetik, hormonal, mikrobik ve çevresel etkenler ayrıca bağışıklık ve pıhtılaşma sistemindeki problemler izlemektedir. Anatomik nedenler; rahim içinde bölme, rahim içinde yapışıklıklar, çift rahim, miyomlar ve rahim ağzı yetmezliği sayılabilir. Erken gebelik kayıplarının yarısından fazlasında neden genetik sorunlardır. Genetik sorunların çoğunluğu anne veya babadan aktarılmamakta, embriyo oluşması sırasında fetüste oluşmaktadır. Ancak tekrarlayan düşüklerin %2-%5 inde kalıtsal genetik kusurlar bulunmaktadır. 3. Sebep ise doğuştan gelen trombofililer yani pıhtılaşma bozukluklarıdır. Kan damarları ve özellikle anne bebek arasındaki damarlarda kanın akışkanlığının bozulması ve plesantada oluşan olumsuzluklar bu grupta kaybın ana nedenleri arasında sayılabilmektedir. En sık antifosfolipit antikor varlığında düşük olur. Bu durumda plesantadaki kan akımı bozulur dolaşımda pıhtılaşmaya neden olur ve sonuçta düşük görülür.

Kontrol altına alınamayan diyabet, prolaktin yüksekliği, tiroit hastalıkları veya kadınlardaki diğer sistemik hastalıklar yumurta gelişimi ve  endometriyumu bozarak gebelik kaybına sebep olabilmektedir. Ayrıca fazla kilo çok düşük kilolu olmak da önemlidir. Normal vücut ağırlığına ulaştıktan sonra gebe kalmak daha iyi olacaktır. Sigara, kafein ve alkol kullanımı da gebelik kaybıyla alakalı bulunduğundan bunların tüketiminden kaçınılmalıdır.

Yapılan testler sonucunda tekrarlayan gebelik kaybı  olan hastaların %50 sinde hiçbir neden bulunamamaktadır.